Etabal Yön. Kur. Başk. Ahmet Bağran Aksoy;

Etabal Yön. Kur. Başk. Ahmet Bağran Aksoy; "Etabal olması gereken bal. Ham bal, yani balın ta kendisi."

Bu haber 17257 kez okunmuş ve görüntülenmiştir.

Arı ve Bal ürünleri sektörünün öncü markası "Etabal"Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Bağran Aksoy'la bal ürünleri, balın sağlık üzerindeki önemi, bal tüketimi ve Etabal'ın hedeflerine dair bir söyleşide bulunduk. Aksoy bal ve bal ürünleri hakkında merak edilenleri cevapladı 

Sn. Aksoy; Arıcılık sektörü ve tüketiciler sizi ‘Balın Gurmesi’ olarak biliyorlar. Kısaca kendinizden bahseder misiniz?

1963 Rize doğumluyum. İlköğretim ve liseyi Rize’de tamamladım. Halen Okan Üniversitesi Yeni Medya ve Gazetecilik bölümünde lisans eğitimime devam ediyorum. İyi derecede İngilizce biliyorum. Top Air Flight Academy, Tarkim Air ve İstanbul Havacılık Kulübü’nde uçuş eğitimleri alarak sivil pilotluğa adım attım. Kaçkar Dağı ve yöreleri yüksek yaylalar, Rize, Erzurum, Erzincan, Sivas yörelerine yaptığım uçuşlar ve geziler sırasında önemli gözlemler ve araştırmalar yapma fırsatı buldum. Zaman içerisinde arıların mucizevi yaşam öyküsünden etkilenerek bu konuda çalışmalara başladım. 1985 yılında bal ve arı ürünleri sektörüne giriş yaparak "Etabal” adını verdiğim markamı kurdum.

Firmanız Etabal’la ilgili kısaca bilgilendirme yapar mısınız?

Etabal, olması gereken bal. Ham bal, yani balın ta kendisi. Doğadan sofraya demek reklamlarda dile getirildiği gibi kolay bir iş değil. Arı ürettiği hiçbir ürüne katkı maddesi ve yabancı madde eklemiyor. İşte Etabal bu doğa harikası ürünleri arıların ürettiği hali ile sofralara taşıyor. Ürettiğimiz balı pastörizasyon sürecinden de geçirmiyoruz. Kovandan nasıl çıkarıyorsak müşterimizin sofrasına da o halde gidiyor. Üretimde her detayı çalışıyoruz. En başta arılarımız, arılarımızın konumları, üretimini yaptığımız ham ballarımızın bulunduğu bölgelerin endemik zenginliği ve hatta havası… Bunlar gerçek balın inşasını sağlayan en önemli ve vazgeçilmez faktörler. Biri eksik, diğeri fazla olamaz. Balın üretiminde arı neyse, göz ardı edilen diğer faktörler de arı kadar değerlidir. Endemik bitki çeşitliliği ve floristik zenginliğiyle ön plana çıkan bu bölgelerde ETABAL’a ait 1800-2000 kovandan her yıl 6 ila 14 ton arasında bal üretimi gerçekleştiriyoruz. Bu doğa harikası ürünlerin satışını kendi mağazalarımızdan ve internet üzerinden gerçekleştiriyoruz. Mağazalarımız Kadıköy Tarihi Çarşı'da, Emaar Square AVM’de, Watergarden AVM’de, Mall Of İstanbul AVM’de, Aqua Florya AVM’de, Sapphire AVM’de, Maltepe Piazza AVM’de ve Vadi İstanbul AVM’de müşterilerimize hizmet veriyor. İstanbul'un turist popülasyonu yoğun noktalarında, yeni şubeler açmayı planlıyoruz. Ürün gamımızda ham balın yanı sıra Arı Sütü, Saf Propolis, Polen ve Özel Karışım Kürlerinden oluşan toplam 24 farklı ürün bulunuyor.

Hobiyle başlayan, profesyonel arıcılığa dönüşen ve marka bilinirliği oluşturan ‘Etabal’ zaman sürecinde ne gibi değişimler geçirdi?

Çocukluğumdan beri bala düşkündüm ve arılara karşı bir ilgim vardı. 5 yaşımdayken babam eve tenekeyle bal getirirdi, benim de burnum o tenekeden çıkmazdı. Oradan gelen alışkanlık ile 20 yaşımda ‘benim yaşamım boyunca yapacağım en iyi şey arı ürünleri üretmek’ diyerek profesyonel olarak üretime başladım. Kendi markamı kurdum. 1985 yılından beri butik bir markam var. Bu marka bugün Türkiye’den yurt dışına bal ihracatı yapacak seviyeye ulaştı. Etabal bugün Japonya’dan Amerika’ya, Almanya’dan Birleşik Arap Emirlikleri’ne kadar ihracat yapan başarılı bir Türk markası oldu.

Arıcılık sektöründeki girişimci ruhunuzu tetikleyen etkenler nedir?

Karate ve aikido yapan bir sporcuyum. Aynı zamanda lisanslı pilot ve bateri çalan bir müzisyenim. Ruhen ve bedenen her zaman enerjik biriyim. Çocukluğum arıların içinde bal kovanlarının arasında geçti. Hem bu kadar enerjik biriyseniz hem de arıların içinde büyüdüyseniz bu işe girmekten başka çareniz yok. Ben bu işe ticari beklentilerle girmedim. Doğal ve besin değeri yüksek ham bal üretmek amacıyla girdim. Halen işimi ticari kaygı ile yapmıyorum. Arıları seven ve bal üretiminin Türkiye’de daha iyi yerlere gelmesini isteyen birisi olarak çalışıyorum.

2020 yılında planladığınız hedefler neler olacak? Yatırımlarınız konusunda neleri gerçekleştirmeyi düşünüyorsunuz? 

Etabal olarak her zaman dahi iyi olmayı hedefliyoruz. Balımızın kalitesine güveniyoruz ve bu güvenin bizi 2020’de de daha iyi yerlere getireceğine inanıyoruz. Etabal ürünlerinin kalitesini korumak daimi hedefimiz. Yeni lokasyonlarda mağazalaşma hedefimiz devam edecek. İstanbul’un yoğun turist çeken noktalarında, hedef kitlemiz ile bizi buluşturacak yeni şubeler açmayı planlıyoruz. Gelecek yıl bir diğer hedefimiz de yurt dışı pazarında ürünlerimizin bilinirlik seviyesini artırmak ve pazarımızı büyütmek.

Bal tüketimini, insan sağlığını ve sektörünüzü yakından ilgilendiren sorunlar neler ve çözümleri konusunda ne düşünüyorsunuz? 

Bal, içinde bulunduğumuz coğrafyanın bizlere en eski emanetlerinden biri. Bu çok önemli, çünkü içinde bulunduğumuz Anadolu coğrafyası adeta çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yapmış bir coğrafya. Öyle ki; iklimi, endemik çeşitlilikler, genç kuşak toprak yapısı sebebiyle dağlık alanlara sahip olmamız balın bu topraklarda üretilmesi için adeta biçilmiş bir kaftan. Bu sebeple bu coğrafyada insanlık tarihinden beri arıcılık yapılıyor ve eski geleneklerin temeliyle kurulmuş sağlam bir zeminde günümüzde halen en doğru yöntemlerle en iyi balcılığı yapıyoruz. Türk balını dünyada üne kavuşturan da bu. Maddi ve manevi zenginliği. Fakat günümüzde bu itibar üzerinden laboratuvar balcılığı yapan merdiven altı kişiler de bu oranda arttı. İçerisinde arı namına; polen namına hiçbir şey yok. Mısır nişastası ve aroma. Bunlar Türk balına olan güveni, dolayısıyla dünyada bizim itibarımızı ve imajımızı bir anda sabote eden kişiler. Bu kişiler namımızı dünya çapında sarstığı gibi yurt içinde vatandaşlarımızın da Türk bal üreticilerine olan bakışını olumsuz etkiliyor. Balın beşiği Türkiye’de gerçek bal tüketmesi gereken insanlar da bu kötülükten payını alıyor. Bu nahoş duruma önlemler hızlı bir şekilde alındı fakat halen alınması gereken bazı tedbirler var. Kolay yoldan para kazanma hırsı, gerçek bal üreticilerine yurt içinde ve yurt dışında olan güvenilirliği sarstı. Üretimde doğanın kalitesini sürdürürsek, Türk balının dünyada nasıl yükseleceğine hepimiz tanık olacağız.

Tüketici ne tür bal tercihinde bulunmalı? Seçiminde hangi kriterleri göz önünde bulundurmalı?

En başta kesinlikle ve kesinlikle bildikleri, emin oldukları balı tüketmelerini öneririm. Her tüketicinin bal alma motivasyonu çok farklı. En basitinden markette alışveriş yapan bir tüketici, uygun fiyata bal bulduğu zaman kendini avantajlı hissediyor. Fakat bunun arka planı adeta bir tiyatro… Çok acı ama bir gerçek var, piyasada arının üretmediği ballar olabiliyor. Maalesef gerçek bal ile laboratuvar balını anlamak da bir bu kadar zor. Gözlem yolu ile anlamak neredeyse imkansız. Ancak test edilmesi gerekiyor. Tüketici ucuza bal aldığında kendisini avantajlı hissederken aslında maalesef hem parasından hem sağlığından oluyor. Çünkü yararı yerine zararı var. Bizim güvenilirliğimizden kaynaklanan şeffaflığımız da burada başlıyor. Müşterilerimiz mevsim çiçeklerinden üretilen bal, çiçek balı, çam balı, kestane balı, arı sütü, propolis ve poleni ayırt etmeden tüketmeli. Bunların hepsi enzim deposu. Arı sütü, polen ve propolis ekleyerek tüketeceğiniz bal, vücudunuz için adeta görünmez bir koruyucu oluyor.

Yurt dışı pazarlarda bulunuyor musunuz? Varsa ihracat yaptığınız ülkeler hangileri?

Butik bir marka olarak yurt dışı pazarda gücümüzü artırmaya devam ediyoruz. Amerika Birleşik Devletleri, Çin, Kore, Japonya, Etiyopya, Almanya, Fransa, Belçika, İspanya, Birleşik Arap Emirlikleri, KKTC özellikle Katar ve Kuveyt ila Suudi Arabistan düzenli ihracat pazarlarımız arasında yer alıyor. Özellikle Arap ülkeleri; içeriğinde bal, polen, arı sütü, propolis olan özel karışım Gold ve Premium serisindeki ürünlerimizi talep ediyor. Katar’da emirler, üst düzey devlet görevlileri ve iş adamlarına ürün gönderimi yapıyoruz. 

Tüketicilere iletmek istediğiniz öneri ve mesajlarınız neler?

Vatandaşlarımızın bal tüketiminde şansı çok büyük. Öncelikle Türkiye’de “polifloral bal” tüketiyoruz. Poliflora balı, yani birçok çiçeğin nektarından üretilen bal. Envai çeşit endemik bitkileri barındıran bal. Dünyada monoflora bal, yani tek çeşit çiçekten üretilen çiftlik arıcılığı yapılıyor. Türkiye’nin bu konuda nasıl avantajlı olduğunu bile bu yönden çok açık bir şekilde görüyoruz. Hali hazırda Türkiye, başlı başına dünyada endemik bitkilerin bulunduğu bir coğrafya olması sebebiyle tükettiğimiz bal aslında adeta bir çiçek cümbüşü. Coğrafyamızda üretilen balın değerini tüketicilerimizin bilmesi benim Türk balcılığı adına en büyük temennim. Bir bu kadar önemli olan konu ise vatandaşlarımızın bilmediği balları almamaya dikkat etmesi. Sadece ucuz diye aslında hem parasından hem sağlığından oluyor. Etabal çatısı altında bütün süreçlerimiz şeffaf ve kamuoyuna açık. Bizim dikkat ettiğimiz en önemli konu: müşterilerimizin sofrasına kovandaki haliyle gitmesi olduğu gibi bize ayrıca güvenmeleri. Güven, içinde bulunduğumuz bala güvensizlik ortamında kazanılması zor bir itibar. Biz Etabal olarak müşterilerimizin hem sağlığını hem de güvenini kazanmaya çalışıyoruz.

Ropörtaj: M.Sabri DANABAŞ

ETİKETLER :
KURUKAHVECİ

ÖNERİLEN HABERLER

YAZARLAR

23 NİSAN BANNER DEICMANN BANNER PEGASUS BANNER MG BANNER MC DONALD'S
POLİSAN CHAKRA ALIŞ GİDİŞ