New York Times’ın “tutkulu ve karizmatik”, Haaretz Daily gazetesinin “Bir mandolinden bu çeşitlilikte melodiler duymayı asla hayal edemezsiniz… Enstrümanı üzerindeki ustalığı ve adanmışlığı nefes kesici…” şeklinde övgüyle söz ettiği Avi Avital, 8 yaşında mandolin çalmaya başladı.

Hocası, Rus kemancı Simcha Nathanson’un kurduğu ve yönettiği gençlik orkestrasında çalmaya başlayan Avital, Kudüs Müzik Akademisi’nden mezun olduktan sonra Ugo Orlandi ile mandolin repertuvarı üzerine çalıştı. , 2010 yılında Avner Dorman’ın mandolin konçertosundaki performansı ile Grammy ödüllerine aday gösterilen ilk mandolin sanatçısı oldu.

Mandolin muazzam yaratıcı bir alan tanıyor

Kendisi için yazılmış çok sayıda çağdaş eser bulunan Avi Avital, “Mandolin çalmanın en heyecan verici taraflarından biri de enstrümanın size muazzam yaratıcı bir alan ve özgürlük tanıması. Benim için yazılan her yeni eserde, her farklı müzik türünde, enstrümanımın benzersiz yönlerinin açığa çıktığını hissediyorum” diyor.

Wigmore Hall, Royal Albert Hall, Carnegie Hall gibi prestijli salonlarda konserler veren sanatçı, Zubin Mehta, Giovanni Antonini, Kent Nagano, Ton Koopman gibi önemli şeflerle çalıştı. Aspen, Salzburg, Verbier, Tanglewood müzik festivallerinde sahne alan Avital, Andreas Scholl, Ksenija Sidorova, Ray Chen, Juan Diego Florez, Itamar Doari gibi sanatçılarla da müzikal işbirlikleri gerçekleştirdi. Arik Kerman yapımı bir mandolin çalan Avital, enstrümanıyla olan ilişkisini şöyle anlatıyor: “Mandolinimle kurduğum bağı kelimelerle ifade etmem zor aslına bakarsanız. Ellerim, enstrümanımın her bir kör noktasına, her kıvrımına hâkim… Sahnedeyken onunla bütünleşiyorum, çoğu zaman elimde bir müzik aleti olduğunu dahi fark etmiyorum.”

Türk Müziğine Hayranım

Şimdiye kadar yayımlanan dört albümü ve verdiği çok sayıda konserle adından söz ettiren mandolin sanatçısı Avi Avital, ilk albümünde Bach eserlerini ele alırken, ikinci albümü “Between Worlds” ile yerel melodilerin yoğunlukta olduğu coğrafyalar arası bir albüme imza atmıştı. Üçüncü albümü “Vivaldi”den sonra Avital, 4. ve son stüdyo albümü “Avital Meets Avital”de Omer Avital ile harika bir müzikal bir denge yaratarak müzik dünyasının dikkat çeken isimlerinden biri olmayı başardı. Klasik müziğin yanı sıra yerel müzikleri de repertuvarında bulunduran sanatçı Türk Müziğine hayran olduğunu belirtiyor. Cappella Gabetta, Gabetta kardeşlerin bir zamanlar hayalini kurdukları bir proje olarak hayata geçti. Yeteneği, müzikalitesi ve sahnedeki ışığıyla büyüleyen ödüllü çellist Sol Gabetta ve keman virtüözü erkek kardeşi Andrés Gabetta önderliğinde kurulan ve seçkin müzisyenlerden oluşan topluluk, barok ve erken dönem klasiklerini içeren zengin bir repertuvara sahip. Aralık 2010’dan bu yana Avrupa’nın seçkin salonlarında konserler veren Cappella Gabetta, Bremen Müzik Festivali, Menuhin Festival Gstaad, Lyon Barok Müzik Festivali gibi pek çok festivalde de sahne aldı. Topluluk, İtalyan barok repertuvarını ve soprano Vivica Genaux ile Handel ve Hasse eserlerini içeren Sony Music etiketli iki albüm yayınladı. Bu albümler Gramophone dergisi ve Almanya’daki BR-Klassik ve RBB radyoları tarafından ayın ve haftanın kaydı seçildi. Andrés Gabetta’nın solistliği veyönetiminde , Simone Kermes ve Vivica Genaux işbirliği ile  “Rival Queens” ve “Music at the Habsburg Court” CD’lerini de müzikseverlerle buluşturan Cappella Gabetta’nın müzikal işbirliği içinde olduğu diğer sanatçılar arasında Gabor Boldoczki, Giuliano Carmignola, Nuria Rial, Christophe Coin gibi isimler yer alıyor.

9 Ocak Çarşamba, saat 20.30’da İş Sanat’ta gerçekleşecek konseri ajandalarınıza not etmeyi unutmayın!