Fırçasından Tuvale Düşen Mitolojik Motifleriyle, Güçlü Kaleminden Satırlara Yansıyan Pek Çok Şiir, Roman, Hikâye ve Öyküleriyle, Modacı Kişiliğiyle Çok Yönlü Bir Sanatçı Nur Gökırmaklı..

Bir koltuğa dokuz karpuzu sığdırabilmek her baba yiğidin işi değildir derler ya.. Nur Gökırmaklı işte çok yönlü böyle bir kişilik. Birisi felsefi öykü, dördü şiir şiir olmak üzere beş kitap yayınlayan sanatçı moda dünyasının bilinen stilistlerinden biri. O yaşamındaki uğraşlarıyla yetinmemiş resim yapmaya karar verdiğinde kendine özel bir yol yaratmak istemiş ve o tarzda devam etmek istemiş. Fantastik resim denemeleriyle yola çıkan Gökırmaklı bu resimleri yaparken onu en çok etkileyen resim türü Tarihi figürler olmuş. Çünkü o resimlerin her birinin ayrı hikâyeleri ve derinliği olmasının yanı sıra Tarihin dipsiz bir kuyu olduğunun farkına varmış.

Nur Gökırmaklı 1965 yılında Van’da dünyaya geldi, İlk Orta ve lise eğitimlerini burada tamamladı ve daha sonra İstanbul’a yerleşti Moda dünyası onu çok cezbettiği için İstanbul’a yerleşir yerleşmez ilk iş olarak Tatbiki Güzel Sanatlar Akademisinde iki yıl Moda tasarım eğitimi aldı.

Hayallerini gerçekleştirmesi için önce para kazanması gerekiyordu. Bu nedenle Bankacı olarak işe başladı, 15 yıl bankacılık mesleğini başarıyla sürdürdü. Oysa kalbi hep sanatla atıyordu. Matematik onun alanının çok dışında bir şeydi, onu sevemedi ve sonunda istifa ederek Osmanbey ve Nişantaşı Moda Sektöründeki kuruluşlarla bağlantı kurup bu firmaların stilistliğine başladı, aynı zaman diliminde Beşiktaş’ta kendi butiğini de açtı. Bu alanda başarılı kreasyonlara imza atan sanatçı basına açık defileler sunmaya başladı.

Gökırmaklı, sanat yolculuğunda yaptığı sadece bu iş olmadı, Biri felsefi öykü, dördü şiir olmak üzere beş kitap yayımladı Gazeteciler birliğinin düzenlediği Türkiye genelinde yapılan şiir yarışmasında İstanbul isimli şiiriyle 3.lük derecesi kazandı. Bir stüdyo çalışması yaparak kendi şiirlerinden oluşan kendi yorumundan, altyapı müzikli bir şiir CD’si çıkarttı. İstanbul TÜYAP ve İzmir Uluslararası kitap fuarlarında Kitaplarını imzaladı. Aynı zaman dilimi içinde 15 Yıl TSM de Müzik yaptı. Solist ve Korist olarak onlarca konsere iştirak etti. Bu meyanda amatörce besteler de yapmaya başladı. Akçay beste festivaline katıldı ve ilk katılımında mansiyon ödülü aldı.

Yine aynı zaman sürecinde Sanatçılar Platformu’nu kurdu, Şişli Belediye meclis salonunu yedi yıl boyunca kullanarak sanatın her dalında bulunan önemli şahsiyetleri müzik ve şiir eşliğinde ağırladı. Bu oluşum içinde sergiler, konserler kitap imza günleri, şiir ve öykü yarışmaları düzenledi ev sahipliğinde bulundu. İstanbul Edebiyat Kültür Sanat dergisinde ve Ankara Gürpınar Edebiyat dergisinde uzun süre makaleler yazdı. Bu arada resim yapmayı da hiç ihmal etmedi. Çünkü resim yapmaya ilkokulda gönül vermişti. İlk sergisini henüz 11 yaşındayken sınıf arkadaşlarını örgütleyerek bahçelerine davet edip, orda yaptıkları resimleri ağaçlara raptiyeleyerek açmıştı. Lise yıllarında Bir resim yarışmasında birincilik ödülü alarak resim tutkusunu iyice pekiştiren ve bu tutkuyu hobi olarak sürdürürken İstanbul’a yerleştikten sonra, Berlin de 20 yıl fantastik resim ekolu üzerine çalışmalar yapmış ve öğrenciler yetiştirmiş olan “ Erol Deneç” Akademisinde dört yıl ve yine önemli hocalardan olan” Rüzgâr Fidan “ Akademisinde de iki yıl işin ameleliğinden başlayarak resim üzerine uygulamalı dersler alıp sanatın püf noktalarına vakıf oldu. Sonrasında onlarca Kişisel sergi ve Karma sergilere katılım yaparak emeklerini taçlandırdı. Şimdilerde yeni kişisel sergilerin hazırlığı içinde bulunuyor. Ayrıca resimleri Kültür Bakanlığı Telif hakları inceleme kuruluna girmiş, yapmış olduğu çalışmaların eser niteliğini taşıdığı onaylanarak kendisine Devlet Sanatçısı hakları verilmiştir. Gökırmaklı şimdilerde tutkularının hepsini aktif olarak hayata geçirmiş olmanın mutluluğunu yaşarken çalışmalarına devam etmektedir.

Nur Gökırmaklı icra ettiği resim sanatıyla ilgili olarak; “İnsan, resim yapmaya karar verdiğinde, kendisine bir tarz yaratmak ister ve birçok denemeler yapar, sonunda birine karar verir ve o yolda yürümek ister, yanı sıra insanlığa da bir şeyler katabilecek bir tarz olursa, yorgunluğun, emeklerin anlam bulur diye düşündüm. Fantastik resim ile deneme sürecine başladım, daha sonra daldan dala geçerek resim denemeleri yaptım. Bu denemeleri yaparken beni en çok etkileyen, saran ve çeken resim türü, Tarihi figürler oldu, çünkü her birinin ayrı hikâyeleri, derinliği olması biryana, her gün yeni bir kazıyla tarihin dipsizliğini de fark etmiştim. Üstüne üstlük bir de toplumlara faydası olabilecek bir resim türüydü, Sonunda beni ruhsal doyuma ulaştıracak tarzı yakalamıştım.” Açıklamasında bulunuyor.