Osmanlı Zamanında Seyyar Satıcılar.
Bu haber 3101 kez okunmuş ve görüntülenmiştir.
Bugünkü mutfak alışkanlıklarının temelinde Osmanlı'nın muazzam gastronomisi
yatıyor. 19. yüzyıl Osmanlı'sında matbah-ı amire denilen saray mutfağında her
yemek türünün ayrı mutfak bölümü vardı. Düşünsenize pideciden balıkçısına,
helvacıbaşından tatlıhaneye kadar farklı bölümlerde ayrı yemekler pişerdi.
Saraydaki bu çeşitlilik, halka da
yansıyordu. Mesela akşam evdesin, dışarıdan muhallebici geçiyor, çayın yanına
ekleyiveriyorsun. Offf çıldırtan lezzet. Düş'lemesi bile heyecan verici. Keşke
yine evde seslerini duysak, sepet uzatsak, o güzel yiyeceklerden yesek. Neler
mi onlar? Buyurun zamanda küçük bir yolculuk yapıp birlikte bakalım.
Mesela : Ciğerci Osmanlı'da hem
evlerdeki mutfaklarda, hem de sokaklarda seyyar satıcılarda yemekler pek çok
çeşitti. Bunun en iyi örneklerinden biri de ciğerci. Ciğer kebabı da denilen
ciğerler, seyyar ciğer satıcıları tarafından sokak sokak gezilerek satılırdı.
Eee İstanbul'da deniz hep vardı: Balıkçıları atlamayalım lütfen... Sokaklarda
kızartılır sıcak servis yapılırmış. Mevsimde hangi balık varsa artık... O
zamanlar o kadar lüks bir yiyecek değilmiş: Havyarcı Evet, havyarcı. Şu an
zenginliğin sofra üstünde bir ifadesi olan havyar, Osmanlı'da çok revaçta bir
lezzetti. 19. yüzyılda havyar, saray halkının ramazan iftariyeliklerinden
biriydi. Aynı zamanda tablası başında havyar satan seyyar satıcılar vardı. Yani
havyar hem saray, hem de halk arasında pek popülerdi. Bizlerinde ucundan
yetiştiğimiz: Sütçüler. Haftanın belirli günleri sütçü gelir, mahalle
aralarında dolaşarak sütünü satardı. Her mahallenin kendi sütçüsü olurdu ve
mahalleli sütçünün gelişini dört gözle beklerdi. Hala var, iyi ki var.
Simitçilerimiz. Simit şimdi olduğu gibi
Osmanlı zamanında da çokça satılan seyyar bir lezzetti. Simitçilerin bir kısmı
sokak sokak dolaşırken, daha kalabalık yerlerde olanlar sabit bir noktada
dururlardı. Seyyar pilav fikrinin yakın zamanda keşfedildiğini düşünüyorsanız
yanılıyorsunuz çünkü bu da aslında Osmanlı'dan kalma bir gelenek. Osmanlı
zamanında pilav, kelle suyuyla pişirilirdi ve haşlanarak suyu çıkarılan
kelleler pilav tablasının etrafını süslerdi. Sabahları ise hamallara kuskus
satılırdı. Sadece pilav değil, nohutlu pilav da Osmanlı'nın son zamanlarında
sokakta çokça rağbet gören bir yemekti.
Seyyar satıcılar sadece erkek
sanıyorsanız, size biraz "zenci bacılar"dan bahsedelim. Özellikle 19.
yüzyılın sonlarında rastladığımız zenci bacılar, tencere içinde dolma ve susam
denilen bir tatlı türünü satarlardı. Zenci bacılar sokak sokak gezmeyip genelde
çarşılarda konumlanır, oralarda müşteri beklerdi. Osmanlı'da tatlı kültürü çok
yaygındı. Öyle ki saray mutfağında tatlıcıbaşı ve helvacıbaşı olmak üzere iki
farklı tatlı kısmı mevcuttu. Halk arasında ise akide şekerleri, lokumlar,
muhallebiler, helvalar, şekerler, aşureler, Şam tatlısı ve kurabiyeleri geniş
bir yere sahipti. Nereden mi biliyoruz? Seyyar satıcılar arasında tatlıcılar da
pek meşhurdu. Ve ne zariftir ki tatlılar şık, porselen kaplarda sunulurdu.
Yaptığı tatlıları sokak sokak satan seyyar satıcılar, ertesi gün gelip
kaplarını alırdı. Bugünkü plastik kapları düşününce insan o günlere gitmek
istiyor değil mi?
Çaydan önce o vardı: Kahveci Otantik
restaurantlarda ortalıkta gezip mırra dağıtan mırracıları gördünüz mü hiç?
Sırtlarında güğüme benzeyen geleneksel bir araçla masa masa dolaşıp acı kahve
ikram ederler. İşte günümüzde restaurantların yaşattığı gelenek, Osmanlı'da
sokak sokak gezip kahve satan seyyar kahvecilerden gelme. Kahveciler pazar
yeri, cami avlusu gibi kalabalık yerlerde dolanır, cezveler, fincanlar gibi pek
çok araç gereçle kahvelerini pişirip müşterilerine ikram ederdi. Belki her yer
çeşmeydi ama: Sucu Her ne kadar Osmanlı'da çeşme yaptırmak bir hayırdan sayılsa
ve şehirde pek çok çeşme olsa da suculuk da bir iş kolu olarak bilinirdi. Sucular
İstanbul için önemli bir meslek olup, testileri ve sularıyla sokak sokak gezip
su satardı. Su da su hani; Kayışdağı, Taşdelen, Çamlıca, Hamidiye... Ne
ararsanız var. Şimdiki su markalarının ismi nereden geliyor sanıyorsunuz?
Hep malzemeyi satacak değiller ya, bir
de lokantasını yanında taşıyan seyyar aşçılar vardı o zamanlar. Başlarında
taşıdıkları tablanın ortasındaki mangal ve yemek tenceresini taşıyan seyyar
aşçılar, uygun yer bulunca tente ve masa-sandalye ile hemen göçebe lokantasını
kurar, yemek servisine başlardı. Sarayın tatlı menülerine girmişti:
Dondurmacılar Son dönem Osmanlı mutfağının yıldızları arasında sayılabilecek
bir lezzetti dondurma. Saray mutfağının tatlıları arasında da yerini
yazdırmıştı. Hal böyle olunca sokağa inmesi de zaman almadı. Gayrimüslimlerin
şarap yapımında kullandığı üzümü, müslüman ahali için günlük tüketilen
meyvelerden biriydi. Nitekim seyyar satıcılar her gün taze üzüm satışına çıkar,
kapı kapı gezerlerdi.
Osmanlı'da yer alan seyyarlar arasında
en ilgi çekeni şüphesiz sarımsakçılar. Bütün seyyar mesleklerde olduğu gibi
burada da talebin yüksek olduğunu tahmin edebiliyoruz. Bunun sebebi de
sarımsağın besin değerlerinin yüksek oluşu ve kokusuna rağmen halkın yemeklerde
sarımsaktan vazgeçmemesi. Yemek ve mutfak kültürü bir toplumun hayatına 1
haftada girmeyeceği gibi 1 haftada da çıkmaz. Şu an sıklıkla tükettiğimiz
dönerin hayatımıza girişi elbette Osmanlı zamanındaydı. Belki şu an çok
göremiyoruz ama doksanlı yılların sonlarına kadar seyyar dönercileri görürdük
her yerde. Her şey gibi tarihteki yerini aldı bu saydıklarımız. Ne kadar
özlesek de artık dönemezler gittikleri seferden...
Kaynak: ARTS: Artuklu Sanat ve Beşeri Bilimler Dergisi, 6, 358-390. Dr.
Öğr. Üyesi Hülya KALYONCU Işık Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi
Şermin Uysal
Araştırmacı &
Yazar
ÖNERİLEN HABERLER
Subaylıktan Yazarlığa Ve Kitaplara Dökülen Satırlar....
Öznur Yılmaz emekli kıdemli bir albay, Makine Mühendisi “Soyağacı”, “ENİGma”, “Türbülans” kitaplarının usta kale...
Orta Karadeniz’in Sağlık Üssü Olacak Amasya Devlet H...
Sağlık Bakanlığı tarafından Amasya’da gerçekleştirilen, geniş altyapısıyla bu şehrin yanı sıra Samsun, Çorum, Tokat gi...
Yemeksepeti’nden Avrupa’ya Stratejik Transfer
Hande Yalgın, Delivery Hero Avrupa'da Yeni Göreviyle Köprü Oluşturacak Yemeksepeti İnsan ve Kültür Genel Müdür Yar...
Nerede O Eski Ramazanlar..
Ah nerede o eski iftar sofraları? Unutulmaya yüz tutmuş olsa bile halâ yerine getirilmeye çalışılan o devri ne yazık k...
Hovlu dikme sanatı. Rehman Kamiloğlu ile söyleşi..
Baharın gelişine sayılı günler kala güzel Şeki’mizin tarihi semtinde yerleşen Han Sarayı’nın kale duvarları içerisindek...
fiyuu’lu Kuryeler Artık Akademili!
Türkiye’nin ilk kurye eğitim merkezi olan fiyuu Kurye Akademisi, güvenli taşıma ve verimli operasyonlar için teo...
Ramazan'da Aylık Rezervasyon Olur mu?
Şikâyetim var! Merhabalar. Hayırlı Ramazanlar. Sahil Beykoz, İBBB Sosyal Tesiste yemekteydik. Ailemi iftar yemeğine da...
YAZARLAR
-
Editör
İyi Parti'de genel başkanlığa Müsavat Dervişoğlu seç... -
M. Sabri Danabaş
Yazar Serap Okcu’nun “Kalp Kadrajım” Adlı Kitabı Oku... -
Candan Manyaslı
Bayram Dediğiniz / Candan Manyaslı -
Şermin Uysal
Huzur Evi değil! Hüzün Evi, orası... Hüzün Evi... -
Öznur Yılmaz
Van’da mazbata cesareti -
Julide Doğu
Şarkılar, kuşlar, dağlar, Uzak kıyılar, yağmurlar, Ç... -
Gülnare Asgarzade
Azerbaycan’da Ramazan Ayı -
Aylin Arıkan
İçimden Geldi… -
Saime Odabaş
Ramazan'da Aylık Rezervasyon Olur mu? -
Nurşah Sunay
Adalet İsrail’den Büyüktür! -
Evren Fehmi Atay
Bel ve boyun ağrısı şikâyetleri her geçen gün artıyo... -
Barış Balcı
Güne Başlamak İçin İyi Bir Nedeniniz Olmalı.. -
Murat Yaycı
Grip deyip geçmeyin “Gripte erken tedavinin önemi kr... -
Arel Gereli
Masa başı çalışanlar dikkat! -
Necla Çoban
Başarı Yarış Mutluluk -
Tümay Mercan
Kadir’in Ağaç Evleri.. -
Bülent Şenver
Biz de insanız, hata yapabiliriz! -
Tuba Örnek
Sağlık deposu: Kekik çayı -
Ebru Özer Özkul
Aşk Evliliği Yapanlar Dikkat! -
Gülçin Şafak
Markanın Sessiz Kahramanları -
Emine Baran
Hedef.. -
Recep Ali Aksoylu
Künefe’nin Yanındaki Süt Ve Kaymak -
Şebnem Akman Balta
Hem paranızdan hem sağlığınızdan olmayın! -
Ece Soyer Demir
SMA, Taşıyıcılık Tarama Testi ile Önlenebilir -
Nesrin Dilbaz
Günde kaç fincan kahve içilmelidir? -
Gizem Atakul
Bebeklerde çok gaz ve çok ağlama belirtileri besin a...
Video Galeri
İyi Parti'de genel başkanlığa Müsavat Dervişoğlu seç...
Necla Dursun’un “Roman Ve Coğrafya” Kitabı Tanıtıldı...
Yazar Serap Okcu’nun “Kalp Kadrajım” Adlı Kitabı Oku...
Yüzde 100 Elektrikli, 420 Kişilik Çevreci Metrobüsün...
Casa Nonna Bodrum, Morchella İle Sıra Dışı Bir Gastr...
Skechers Çocukların Bi’çift Hayaline Ortak Oldu
İş insanı eski Devlet Bakanı Mehmet Ali Yılmaz hayat...
Şair ve Ressam Can Emre Dağ’ın “bir “DÜŞ” gördüm” Se...
Bayram Dediğiniz / Candan Manyaslı
Cevizin 6 faydası
- Arçelik’ten Cuma Aşkına 3.000 TL’ye Varan İndirimler!
- Renklerin enerjisini essence ile hissedin
- Brand Week İstanbul İle “Geleceği Tasarlayanlar”ın Dünyasına...
- Marks & Spencer Nişantaşı Cıty’s Avm’de Açıldı!
- Dünyanın En İyi Cilt Bakımı Markası %100 Organik!
- Wee Baby’den Ar-Ge’ye 14 milyon TL yatırım
- Selin Kolonya ile bayram geleneği nesilden nesile taşınıyor
- ÜRÜN VİTRİNİ
- Meltem Reyhan parayı kaleme aldı.
- Multinet Up ve Hotiç’ten Sonbahar Fırsatı
- DOĞAYA EN YAKIN KAÇIŞ ROTASI: “KIŞ BAHÇELERİ”
- Ataşehir Belediyesinden "Bir Kitap,Bir Bilet" Kampanyası.
- Peryön Genç’te İlk Görüşmeler Tamamlandı.
- Nükhet Duru ve Çağla Şıkel Tepe Nautilus’ta!
- GETAT Hizmete Açıldı