Hayallerini “kendi gücüyle” gerçekleştirebileceğine inanan insan şevklidir, inançlıdır ve yaşama sevinci vardır. Unutmayalım ki, “Kişilerin gelecekteki umudu, onun şimdiki gücünün kaynağıdır.

Hayallerinden kendini ayıran cam bölmeyi kaldıran güç her insanda vardır. Yeter ki insan, kendi iç dünyasının muhteşemliği ve onun sınırsız gücü ile tanışabilsin, onunla “merhabalaşsın”

Başarılı insan, olumlu düşünmeyi uygular. Başarıya ulaşmış insanda kendini belirleyen ilk özellik, tutumudur. Bizler olumlu tutum ve düşüncelere sahipsek, zorluklarla uğraşmayı seviyoruz. Onların üstesinden gelmekten haz duyuyorsak, başarılarımızın yarısını gerçekleştirmiş sayılırız.

İnsanlar arasındaki farklar, ufaktır. Ancak bu ufak farklar, büyük farklılığa neden olurlar. Ufak farklar, tutumlardadır. Büyük farklılıklarsa bu tutumlarının olumlu veya olumsuz olduğudur.

Olumsuz düşünme, umutlarımızı söndürür

Gelecekten umut olmayan yerde, şimdiki zamanın gücünden bahsedemeyiz. Olumsuz düşünme, inançlarımızı yok etmekte ve umudu sabote etmeye yol açar. Olumsuz düşüncelerimiz yavaş, ancak sürekli biçimde demoralize edilerek hareket gücümüzü yok etmektedir.

Alfred A. Montapert’in dediği üzere, “Düşüncelerinizle.. inançlarınızla.. ideallerinizle.. felsefenizle.. oluşturduğunuz çevre, sizin içinde yaşayacağınız yegâne ortamı oluşturur.” Eğer düşünceleriniz olumluysa, çevreniz de öyle olacaktır. Diğer bir düşünür Robert J.Hastings’in dediği gibi, “Konum ve ortam hiçbir zaman mutluluğun güvencesi olamaz. Mutlu olmak isteyip istemediğinize kendi içinizde karar vermelisiniz. Bir kez kararınızı verdiğinizde de mutluluğun gelişi artık çok kolaydır”

Her insana, dünyada en önemli insan oymuş gibi davranmak..

Hızla yaşanan gezegenimizde çoğu inşa, yapmak istedikleri işleri gerçekleştirebilmek için son sürat yer değişitiriyor. Genellikle de ilişki içinde oldukları kişilere zaman ayırmayı ihmal ediyorlar. Karşılaştığımız insanlara zaman zaman ayırıp ve onlara olumlu yönde tüm dikkatimizi verirsek mutlu olacaklardır. Onların yaşamına değer katmış olacak, karşılığında onlar da bizim yaşamımıza değer katacaklardır.

Girişimcilik ruhumuzu kaybetmemek..

Kendimize güvenme, girişimciliği arttırıyor. Yaşamımızın olumlu olduğuna inanmak yeni şeyler deneme isteğimizi yeşertecektir. Yaşamımızın olumsuz olduğuna inanan insanlar, başlarına şeyler gelmemesini umut ederek bekleme sürecine girmekteler. Olumlu kişiler, yeni deneyler yapmak ve iyi şeylerin olmasını sağlamak için sabırsızlanmaktadır.

Kendimize olan güven duygusu..

Olumlu düşünen biri olduğumuzda, kendimize ve başkalarına inanç duymayı başarabiliriz. Sonuçta yeni şeyler denemek, daha çok riske girmek için daha istekli oluruz. Bunun neticesinde de, daha çok şeyler başarırız. Kendimizi, kapasitelerimizin sınırlarını zorlar duruma getirme yeteneğine hepimiz sahibiz. İlerleyen zaman içerisinde neleri yapabildiğimizi ve neleri yapamadığımızı daha iyi anlarız. Bu sayede kendimizi daha güvende hissederiz. Zaman tünelinde, başarısızlıklarımız olsa dahi kendimize olan güveni sarsmayacaktır. Bu hataların kimliğimizi değiştirmediğini bilecek ve uzun vadedeiyi şeylerin mutlaka olacağını bileceğiz.

Yaratıcılık süreklilik gerektiren bir oluşum..

Albert Einstein, “Umutsuz oldukları zaman, insanların yaratıcı olmadıklarını gördüm”, der. Yüzyılımızın en yaratıcı düşünürlerinden birinin ağzından çıkmış fevkalade bir deyiştir bu.. Olumlu olduğumuzda, dünya sınırsız olasılıklarla doludur

Neticede; Zihinsel tutumunu doğru seçmiş birisini, hedefine ulaşmaktan hiçbir şey alıkoyamaz. Kendimize tepkiler üreten değil, etkiler üreten biri konumuna koyarız..

Rüzgârın yönünü belki tayin edemeyiz.. Ama gemilerin seyrini ayarlayabiliriz.

Sevgiyle, sorumlulukla..