Hatay’ın tarihini, zanaatını, kültürünü, mimarisini ve gastronomisini konuşmaya devam edelim ki seneler boyunca farklı medeniyetleri ağırlayan bu toprakların önemini ve tekrar yapılandırılma sürecinde dikkat edilmesi gerekenleri unutmayalım.

Atatürk’ün şahsi meselesi ve bizim de yuvamız olan Hatay; yazının icadından dahi önceye uzanan tarihinde birçok görkemli imparatorluğun doğuşuna ve yıkılışına, Hristiyanlığın yayılmasına, kurtuluş mücadelesine ve daha nicelerine şahit oldu. İsa’nın 12 havarisinden biri olan Aziz Petrus’un (St.Pierre) ilk vaaz verdiği yer olarak anılan ve Hristiyanlık tarihinin de en eski kiliselerinden biri olan St. Pierre Kilisesi’ni, tarihinin 4000-3000 yıl öncesine uzandığı düşünülen Aççana Höyüğü’nü, Türkiye’nin son Ermeni köyü Vakıflı ile Hatay’ın unutulmaz değerleridir

Hepimizin kendi elinden gelen imkânlar ile yardımı sürdürülebilir bir hâle getirmeye devam ve desteklerle  şehrin yerel üreticileri ve yardım fonlarını bir kez daha hatırlatmak istiyoruz. Ova Antakya, Antakya Bakkalı ve Vakıflı Lezzetleri yerel üreticilerinden ürünler satın alarak destek olabilir,  Füsun Sayek Sağlık ve Eğitim Geliştirme Derneği ve  Aççana Höyüğü Yardım Fonu’na bağışta bulunabilirsiniz.

Ayrıca, Türkiye’nin gastronomi noktalarından biri olarak kabul edilen Hatay’ın kültürünü şehirde sürmeye ve yaşatmaya devam edebileceğimiz mekânları da eklemek istiyoruz. Kurtuluş’ta duvarlarındaki resimleri ve Cemal Süreya’nın eşyaları ile adeta bir müze restoran olan, 1967’de açıldığında ilk sahibinin Hataylı olmasından ötürü bu ismi alan Hatay Restaurant, Taksim’de Antakya mutfağının en lezzetli mezelerini tadabileceğiniz Antiochia Restaurant, Fatih’te Hatay’ın zengin mutfağına dair geniş seçenekler sunan Akdeniz Hatay Sofrası, geleneksel Hatay yemekleri ve kahvaltısını tatmak için Hatay Gurme, 1960’tan beri Eminönü’nde hizmet veren Asi Künefeleri ve şehrin birçok noktasında künefe sevenler için Hatay usulü yaptıkları künefeyle beğeni toplayan Hatay Erol Künefe.